Kendimi bildim bileli bir dağ evim olsun istemişimdir. Çoğu zaman ailemin “orada yalnız ne yapacaksın” sorularına maruz kalsam da, yüksek bir alanda insanlardan uzak olma fikri hep çekici geldi. Şimdi İstanbul’da kalabalık bir Cadde’de, bol insanlı bir apartmanda yaşıyorum ve kabalıkta yalnız olmak çok çekici bir şey değil. Etraftaki boş gürültü bazılarına güven hissi verse de, bana hep ne kadar yorgun olduğu hatırlatıyor. Durum böyle olunca birçok dağ evi tasarımına bakıp fantezi kurduğum doğrudur. Son zamanlarda gerçekten çok beğendiğim bir evi paylaşmak istedim. Herhâlde bir gün nasip oluraa bir dağ evi, ben de buna benzer bir mekan tasarımı yapardım.
Proje Emilly Henderson’a ait olan ev, kayalık bir alanda bulunuyor. Bu sebeple veranda alanı çok geniş değil. Fakat bu sebeple evin camları genişletilerek, ortam dışarısı ile bir hayli ilişkişkilendirilmiş. Özellikle yaşama alanına bakan devasa cam duvar herhâlde herkesin hoşuna gider.
Mekân olabildiğince nitelikli ve sakin tasarlanmış. Ahşap rengi meşe, duvarlar beyaz ve doğal taş detaylar ile ne kadar az malzeme o kadar dingin bir alan mantığında tamamlanmış. Hem sıcak hem de aydınlık bir yaşama alanı oluşturmayı başarmışlar. Özellikle mobilya secimin sadeliği ve detayların azlığı, evin en sevdiğim özelliklerinden oldu.
Misafir yatak odasında yine aynı detaylar kullanılmış. Tertemiz bir ev tasarımı olduğunu düşünüyorum. Her alanın bu kadar aydınlık ve dingin tasarlanması çok hoşuma gitti diyebilirim. Bu detayların yanında, banyo alanında koyu siyah duvarlar seçilerek, dramatik bir banyo alanı oluşturulmuş. Özellikle banyo aynalarına aşık oldum diyebilirim.
İşte bu eve bakıp bakıp hayal kurdum diyebilirim. Umarım sizin de hoşunuza gitmiştir.
Sevgilerimle,
M